bos beles isler

x + y = düttt

15 Ekim 2010 Cuma

şikayet mektubu

sizi kandırıyorum.bu yüzden çok utanıyorum der gibi.çotaküte
sayın hanım kız;
''beyaz şapka ördüm,övgü bekliyorum'' diyerekten kendini fotoğraflattığını görüyorum.seni arsızlığından arınmaya davet ediyorum.bize şapka diye yutturmaya çalıştığın hedenin esasında imam takkesi olduğunu biliyorum.senin de bildiğin aşikar.içinde az da olsa ar damarı barındırıyorsun ki yutturmaya çalıştığın şeyden ötürü bir miktar utanç duyup yüzünü kapatmaya tenezzül etmişsin.seni bir daha örgü paylaşım sitelerinde bu denli kandırma çabası içerisinde görürsem sibirya'ya kadar kovalar,etini dişini çatlatırım.
akıllı ol!

13 Ekim 2010 Çarşamba

sizin için denedik ama başaramadık macera no:7


bilenler bilir eskişehirli black metal grubu episode 13'ü ve efsane olmuş pozlarını.
la havle ve la kuvvete adlı çalışma

şimdi bu pozla ilgili her türlü geyik çevrildi zaten.yağmur duasından,istikbal göklerdedire,tanrıyı gökyüzünde arama zira o senin içindeye kadar türlü türlü yorum yapıldı.uzatacak değilim.

vaziyet şudur:
bu episode 13 arkadaşlarımızın kafasını yaşayabilmek ve onlar kadar meşhur olabilmek adına verdiğimiz çaba,eskişehir topraklarına ayak basar basmaz meyvesini verdi.eskişehir'e gitmek gerekiyormuş bunun için evet,aynı havayı solumak...
gerçi bizim meyvemiz episode 13 elemanlarınınkinin yanında biraz ham kalıyor ama kopmuş bulundu artık dalından yapacak bir şey yok.
ılımlı metal
green metal

12 Ekim 2010 Salı

ayla t.'nin akıbeti

sizin için araştırdık,bulduk,buluşturduk sevgili okurcan.görüldüğü üzere minik ayla t. , keloğlan sakızlarının fantezi kurbanı olup,feci gazlara gelerek itfaiye haftasını kendi imkanları ölçüsünde verilen yönergeye bağlı kalarak kutlamaya çalışmıştır.gazeteye haber edilişinden sonra kimse onun 7 yaşında minnak bir yavru olduğunu göz önünde bulundurmamış; ana babalar çocuklarıyla iletişim kurmasını engellemiş,babasından kızılcık zopasıyla dayak yemiş,bir daha sakızın s'sini ağzına sürmesine izin verilmemiştir.

ayla t. ilkokul sıralarında tüm keloğlan kitaplarını hatmetmiş,kinine kin ekleyerek yıllarını geçirmiştir.nerde bir kel görse kafasına bir şaplak atıp kaçmıştır.evindeki en değerli hazinesi keloğlanın alnını ortalayan dart olan ayla t. üniversiteden mezun olur olmaz intikam çanlarını çalmaya başlamıştır.

keloğlan sakızlarına yaptığı iş başvurusu kabul edilen ayla,başladığı tarihten kısa bir süre sonra iş ortamında çalışkanlığı ile nam salmış,üst düzey yöneticilerin ve tüm çalışma arkadaşlarının takdirini,sevgisini ve güvenini kazanmıştır.3. yılının sonunda artık sabrettiği zamanların karşılığını almak için yıllarca planladığı,hayalini kurduğu şeyleri tek tek hayata geçirmeye başlamıştır.

önce bu olayı gerçekleştirdiği tarihten itibaren kendisini beslenme ortamlarına meze eden dombili ilkokul arkadaşlarının adreslerini tespit etmiş,kaç adeti evli,mutlu,çocuklu belirlemiştir.yaşadıkları sokaklara kadar inmiş,bakkal rıza,bakkal orhan gibi ajanlar atamıştır.anneler gününde,babalar gününde gizlice matbaaya sızmış,sakızların içinden çıkan kağıtlara ''bugün anneler günü,hadi ananın kafasına terlik fırlat'' , ''bugün babalar günü,hadi ceplerindeki paraları al'' gibi günün anlam ve önemini belirten yazılar yazmış; bu özel cikletlerin de o seçilmiş çocukların ellerine geçmesini sağlamıştır.

anneler gününde tek tek bu evlerin kapılarını dinlemiş,toplamda 32 zevk sigarası içmiştir.babalar gününde babasının zarar ettiği yaşta olan insanlara açtıkları tazminat kadar zarar ettirmiştir.son olarak keloğlan sakızlarını ateşe veren ayla t., en son ilkokulda kendisine ilgi duyan,olaydan sonra kendisinden soğuyan ve bir daha göz göze gelemediği dombili necatinin evine nanik yaparak kaçarken görülmüştür.

10 Ekim 2010 Pazar

öğretmenleri inceleyelim-1





A.G. milli eğitim bakanlığınca hatay'ın belen ilçesine sözleşmeli öğretmen olarak atanmıştır.kıl payı kadroyu kaçıran A. bu durumu kendisine fazlaca sıkıntı yapmış,milli eğitim bakanlığına gönül koymuştur.
isyanını laf söz olur diye çalıştığı köyün hiçbir dağına taşına yazamayıp,içinde derin mi derin fırtınalarla cebelleşmiştir.köye yerleşip,boş vakitlerinde lojman ve okul arasındaki taşları saymış,soba yakma konusunda master yapmış ve bol bol sisteme saydırmıştır.
kafasında sürekli CTRL+ALT+DEL yapıp görevi sonlandır,geçiş yap,yeni görev seçenekleri arasında gidip gelmiştir.fakat elinden daha da fazla bir şey gelmemiştir.taa ki ara atamalara değin...

urfa'ya kadrolu öğretmen olarak atanan A. tey tey diyerek ve elindeki mendili sallayaraktan köyü terk etmiş; urfa sınırını geçer geçmez çiçek taklidi yapan pamuk tarlasında ''dünyanın bütün çiçekleri'' adlı öğretmen şiirine klip çekercesine poz verip kendisine ''hoşgeldin'' dedirtmiştir.
bakın ne kadar mutlu bir A.G.
kendisine kadrolu yaşamında mutluluklar diliyoruz.ve tabii ki teşekkür ediyoruz katkılarından dolayı da.

9 Ekim 2010 Cumartesi

ne umdum ne buldum?

esasında size bir zamanların grup destan'ından ne derece tırstığımdan,cilveloy nanayda şarkısının bünyemde nasıl tepkiler yarattığından bahsedecektim uzun uzun.
tam kafamda tasarlamışken tüm cümlelerimi,bu cümlelere bir görsel icap ediyor dedim.olmaz ama ya hatırlayamayan olursa grup destan'ı diye.neyse.
muhterem google amcaya danışırız ya hani; öyle de yaptım.fakat bana sunduğu görsellerden biri cilveloy nanayda fobimi dalgaların kuma yazılmış yazıyı silişi gibi sildi geçti.
dostum grup destan demişsin ama bu maho ağa ve avratları çıktı!
fobimi bir anda yerle yeksan ettiği için google'a ''bre google sen nelere kadirsin be yav?'' dedim.

verdiği cevaba istinaden koşarak uzaklaştım...

7 Ekim 2010 Perşembe

7 fark

soran olursa diye söylüyorum:
''boş zamanlarımızda su kaplumbağasıcılık oynuyoruz.yes nolcek?''